Bilişsel Psikoterapi Tekniğinde Tedavi ve Tedavi Stratejileri
2.3.1.Psikoterapi süreci
Bilişsel Psikoterapi ’de genel gidişat değerlendirme süreciyle başlar, amaçlar belirlenir, Psiko-eğitim seansları yürütülür ve bilişsel davranışçı tekniklerinin uygulandığı tedavi yöntemleriyle devam eder ve sonlandırma seanslarıyla tamamlanır. Tüm bunlara ek olarak gerekirse pekiştirme seansları düzenlenmektedir. Her oturum aynı kısa ruh hali değerlendirmesi, hasta değerlendirmesi, önceki oturumla bağlantı, atanan ev ödevlerinin gözden geçirilmesi (davranışsal müdahale), hedeflerin/gündemlerin tartışılması, gündem, yeni ödevlerin atanması ve sonuçların toplanmasından oluşan aynı sistemi takip eder. Oturum ve hastadan ifadeler şeklinde geri bildirim alınır. Psikoterapinin amacı deneyimsel öğrenmedir. Hasta psikoterapi sürecinde aktif rol oynarken terapiste olan bağımlılığı azalır, benlik saygısı artar ve kendi başına karar verme yeteneği gelişir (Yıldırım, 2020).
Bilişsel psikoterapide hasta ve terapistin sorunu anlamak ve çözmek için birlikte çalışması, hastayı kendisine sağlanan psikoterapinin pasif-pasif izleyicileri içinde aktif bir katılımcı haline getirmesi önemlidir. Bunlar, hasta tanılarını filtrelemeyi ve etiketlemeyi kaldırmayı amaçlar. Hastaların tedavi sırasında farklı sorunları olduğu dikkate alınarak yaklaşım her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre şekillendirilir (Sungur, 1999, s.160).
Tedavi öncelikle mevcut duruma odaklanır. Psikoterapist ve hasta bir ekip olarak birlikte çalışırlar ve kendileri, çevre ve gelecek hakkında karar vermenin temellerini araştırırlar. Psikoterapistin travmatik olayı veya gerçek kişisel kusurları görmezden gelmediğine dikkat etmek önemlidir. Yapay pozitif pekiştirmenin çok az faydası vardır ve ters etki yapabilir. Bunun yerine, psikoterapist, hastanın düşüncesinin rasyonelliğini artırmak ve uyumsuz davranışı iyileştirmek için stratejiler geliştirmek için "işbirlikçi deneycilik" yaklaşımını kullanır.
Psikoterapi sürecinde dikkate alınması gereken dört unsur vardır. Birincisi öğrenme ve hafıza bozukluğu, ikincisi bilişsel çarpıtmalar, üçüncüsü olumsuz bilişsel üçlü ve son olarak şemalardır (Wright ve Beck, 2003, s. 1119). Bu unsurlar aşağıda kısaca açıklanmıştır. Öğrenme ve hafıza bozukluğu: Psikoterapi, depresif hastaların bozulmuş öğrenme ve hafıza yaşadıkları gerçeğine dayanarak, terapist ve hasta arasında oldukça yapılandırılmış ve açık bir ilişki gerektirir. Bir terapi seansı gündem belirleme süreciyle başlar. Gündem, psikoterapist ve hastanın üzerinde anlaştığı ve seans için ayrılan süre içinde ele alınabilecek önemli konuları içerir. Toplantı ilerledikçe gündemin sırası değişebilir ancak psikoterapist ve hastanın ortak kararla bu değişikliği kabul etmesinde fayda vardır.
Bilişsel çarpıtma: Bilişsel bozuklukların belirlenmesi ve incelenmesi, bilişsel psikoterapinin merkezinde yer alır. Terapi sırasında psikoterapist, danışanın düşüncelerini kaydederek veri toplar ve otomatik düşünce ve varsayımları doğrulamak veya çürütmek için başka teknikler kullanır. Genellikle psikoterapinin ürünü, yeterli inceleme yapılmadan gerçeklik olarak kabul edilen bir dizi rahatsız edici ve çarpık düşünceyi ortaya çıkarır. Veri tabanını sorgulamak ve zihinsel hataları belirlemek, genellikle depresif bir kavramı çürütmek için yeterlidir. Bununla birlikte, veri toplamak ve yeni fikirleri test etmek için "in vivo" deneyler yapmak gerekli olabilir (Wright ve Beck, 2003, s.1120).
Negatif bilişsel üçlü: Danışanlar kendileri, çevre ve gelecek hakkında olumsuz düşüncelere sahiptir. Bu üç çarpık düşünce alanı "olumsuz bilişsel üçlü" olarak tanımlanır (Wright ve Beck, 2003, s. 1125).
Şemalar: Bilişsel teori, çarpık düşüncenin, çevresel olaylar tarafından uyumsuz çekirdek şemalar etkinleştirildiğinde ortaya çıktığını öne sürer. Şema, ortamdaki bilgileri tanımlamak için kullanılan temel bir organizasyon sistemidir. Neden-sonuç doktrinlerinin ve dünyanın doğasının tekrar tekrar gözlemlenmesinden doğarlar. Uygun olmayan şemalar, yanlış bilgilere veya uygun testlere dayalı neden-sonuç ilişkileri hakkında çıkarımlar olarak kabul edilir (Wright ve Beck, 2003, s. 1127).
2.3.2.Tedavi Basamakları
⦁ Danışanı tedaviye dahil etmek için danışan ve psikoterapist arasında iyi ilişki kurmak, kurulan iyi bir terapötik ilişki ve psikoterapistin özellikleri, tedavinin sonucunu belirleyen önemli unsurlardır.
⦁ Empati, sıcaklık, samimiyet ve koşulsuz kabul, danışanı terapiye dahil etme sürecinde iyi bir psikoterapistin beklenen özellikleridir (Sungur, 1999, s. 161).
⦁ Daha önce danışanlarla çalışma konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olunması gerekmektedir. Bir danışanla terapötik bir ilişki kurarken, danışanın deneyiminin gerçek olmadığını sözlü veya davranışsal olarak ima etmekten kaçınmak gerekir. Örneğin, bu aşamada danışanın sorunlarıyla yüzleşmek, terapötik ortaklığa zarar verebilir. Her terapi seansı, danışanla yüzleşmeden önce danışanda kapsamlı bir doğruluk kontrolü gerektirir. Bazen danışan deneyimiyle o kadar meşguldür ki psikoterapisti bu konuda sürekli ikna etmeye çalışır. Bu gibi durumlarda psikoterapist herkesin farklı bir bakış açısına sahip olduğunu kabul etmeli ve farklı bir bakış açısı kazanmak için danışanı doğruluk kontrolünde yönlendirmelidir (Sungur, 1999, s. 162).
⦁ Bir danışanın belirli bir soruna ilişkin teknik veya süreçten memnun olmadığı belirlenirse, sorunu kapatmak, uygun desteği sağlamak ve bu güvenlik açığını daha sonraki bir tarihte geri almak gerekebilir. Danışan tarafından gönderilen görünüşte önemsiz olan mesajların çoğu, danışanın hayat hikayesini, şemalarını ve yanlış yorumlamalarını anlayarak daha anlamlı hale gelir. Psikoterapist bu döneme dayanabilmelidir.
⦁ Danışanların bilişsel modelleri öğrenmesi gerekir. Bu modele göre olayın kendisi değil, olaya ilişkin algılar, yorumlar, duygular ve davranışlar tanımlanır (Sungur, 1999, s.166).
Bilişsel psikoterapi genellikle üç aşamadan oluşur. İlk adımda danışanın mevcut sorunu değerlendirilir. Psikoeğitim, danışanlara ve ailelerine, onları psikoterapinin aktif aşamasına hazırlamak için bilgi sağlar. Semptomlar tanımlandıktan sonra semptomlarla ilişkili faktörler, bilişsel ve duygusal özellikler belirlenir ve bir tedavi planı geliştirilir. Klinik değerlendirme ve psikolojik eğitim tamamlandıktan sonra daha aktif bir orta dönem başlar. Bu aşamada danışanın altta yatan semptomlarına uygun bilişsel-davranışçı teknikler ve müdahaleler kullanılır. Orta vadeli çalışmalar, semptomlar önemli ölçüde azaldığında ve danışanlar bakım ve nüksün önlenmesi için hazır olduğunda sona erer. Bu son aşama, genelleme, sürdürme ve tekrarı önleme tekniklerine odaklanır. Bu aşamada tedavinin yoğunluğu azalır ve hastaya daha fazla sorumluluk verilir. Değişiklikleri uzun süre korumak için gerektiğinde "konsolidasyon seansları" yapılabilir ve tedavi 3-6 ay sürecektir. Ailenin de tedaviye dahil edilmesi ile birlikte Bilişsel Psikoterapi 12-20 seans uygulanarak sonlandırılır (Özcan ve Çelik, 2017).
⦁ Klinik değerlendirme
⦁ Psikoeğitim
⦁ Olgu formülasyonu
⦁ Amaçları belirleme
⦁ Bilişsel modelin tanıtılması
⦁ Bilişsel-davranışçı müdahale ve tedaviler
⦁ Yinelemeyi önleme
⦁ Sonlandırma
2.4.Bilişsel Psikoterapide Kullanılan Teknikler
Bilişsel psikoterapi, genellikle 12 ila 20 seans süren kısa süreli bir tedavidir. Tedaviler haftada iki kez ve ardından haftalık olarak planlanabilir. Bununla birlikte, ciddi şekilde hasta olan danışanlar haftada üçten fazla tedaviye ihtiyaç duyabilir. Bilişsel Psikoterapi stratejileri üç grup altında incelenmektedir (Özcan ve Çelik, 2017, s. 120).
⦁ Anksiyeteyi azaltan psikoterapi stratejileri: Gevşeme eğitimi, biofeedback, sistematik duyarsızlaştırma, alıştırma, vestibular duyarsızlaştırma, tepki önleme, göz hareketleri duyarsızlaştırma ve yeniden işlemleme.
⦁ Bilişsel yeniden yapılandırma stratejileri: Düşünceleri ve duyguları kontrol etmek, kanıtları sorgulamak, alternatifleri denemek, dağınıklığı gidermek, yeniden düzenlemek ve düşüncelerin durdurulmasıdır,
⦁ Yeni davranışlar öğrenme stratejileri: Modelleme, şekillendirme, markalaşma, rol oynama, sosyal beceri eğitimi, olumsuz psikoterapi, olasılık anlaşması.
2.4.1. Bilişsel-Davranışçı Müdahale Teknikleri
Bilişsel Psikoterapi yöntemi farklı müdahale tekniklerini kapsar. Aşağıda bu tekniklerin bazıları özetlenmiştir.
2.4.1.1.Baş Etme Teknikleri Dikkat Dağıtma (Distraction)
Dikkat, başka bir uyarana odaklandığında dikkat dağınıklığının azaldığı varsayımına dayanır. Dış uyaranların yanlış yorumlandığı varsayılır, bu nedenle dikkat etkileri diğer dış uyaranlarla azaltılabilir. Bu nedenle radyo dinleyerek, müzik dinleyerek, televizyon izleyerek, enstrüman çalarak, günlük tutarak, şiir yazarak/okuyarak, bahçe işleriyle uğraşarak sorunun etkilerini azaltmaya çalışılır. Bir sorunla ilgili inançları değiştirmek için dikkati dağıtma teknikleri kullanılabilir. Bu teknikleri ne kadar çok kullanırlarsa, gürültüyü o kadar çok kontrol edebilirler. Chadwick, Sambrooke, Rasch ve Davies (2000, s.993) sesin kontrol edilemezliğine ilişkin inançların bu teknikle değiştirilebileceğini iddia etmektedir. Keyifli bir aktivite ile meşgul olmak sesin o anki önemini azaltacaktır. Sesin ne dediğini duymaktan veya onları sınırlamaktan kaçınmak için dikkatlerini diğer etkinliklere yönlendirmek yardımcı olabilir (Mortan ve Sütcü, 2011).
2.4.1.2.Gevşeme (Relaxation)
Gevşeme egzersizleri, korku, kaygı, öfke gibi duygusal olarak uyarıcı uyaranların varlığında psikofizyolojik uyarılma düzeyini azaltmak için kullanılır. Danışanın sorunuyla ilişkili depresyon ve gerginliği gidermek için kullanılır. Bu, kas gevşemesi veya nefes egzersizleri şeklinde olabilir. Kas gevşetme tekniklerinin temeli, semptomları daha da kötüleştirebilen kaygı ve stresle ilişkili kas gerginliğini azaltmaktır. Kaslarınızı gevşetebilirseniz kaygınız azalacaktır. Anksiyete sırasında uyarılmış sempatik sinir sisteminin aktivitesinin azaldığına ve gevşeme egzersizleri sırasında parasempatik sinir sisteminin aktivitesinin arttığına inanılmaktadır. Birçok insan stresli durumlarda nefes darlığı ve yüzeyel nefes alma yaşar. Bu durumda alınan hava akciğerlerin sadece üst kısmını doldurur, beyne giren oksijen miktarı azalır ve fiziksel gerilim oluşur. Bu yüzden derin nefes almak önemlidir. Solunum ritmik ve düzenlidir, bu nedenle sinir sistemi rahatlar.
Gözler kapatılarak ve burundan derin bir nefesler alınmalıdır. İnhalasyon karnı etkilemeli ve göğüs kafesini değil diyaframı itmelidir. Bu yöntemi başlangıçta belirli bir zamanda düzenli olarak yapmak ve gürültünün olmadığı zamanlarda kullanmakta faydalı olacağı düşünülmektedir (Mortan ve Sütcü, 2011).
2.4.1.3.Odaklanma (Focusing) ve Kendini İzleme (Self-monitoring)
Bazı araştırmacılar, danışanları dikkat dağıtma tekniklerini kullanmak yerine semptomlara odaklanmaya ve onları izlemeye teşvik eder. Odaklanmayı, kendinizi ve hayatı gözlemlemeyi, dikkatlice dinlemeyi ve nihayet yeniden yorumlamayı içerir. Örneğin, belirli bir problemle çalışırken müşteriden sesin nereden geldiğine, ne kadar sürdüğüne, neye benzediğine ve içeriğinin ne olduğuna dikkat etmesi istenir. Bu sayede sesin dışarıdan değil, içsel bir kaynaktan geldiğini anlamak ve sesin manipüle edilebileceğini görmek amaçlandı. Depresyon ve anksiyete gibi durumlarla çalışırken, sesin oluştuğu bağlam, sesin o anda ne söylediği, düşünce ve inançlar gibi sesle ilişkili özelliklerin kaydedilmesiyle otomatik düşünce kaydı dediğimiz görevler oluşturulur (Mortan ve Sütcü, 2011).
2.4.1.4.Kendine Yönerge Verme Eğitimi (Self-Instructional Training)
Meichenbaum, birçok danışanın olumlu kendi kendine konuşma yoluyla kendi kendini yönettiğini gözlemledi o ve Cameron bu gözleme dayalı olarak “kendi kendine öğrenme” adı verilen bir eğitim uygulaması geliştirdiler. Danışanların semptomlarına dikkat etmemenin, yanlış öz değerlendirmenin sonucu olduğuna inanılmaktadır. Bunun üstesinden gelmek için danışanlar dikkat süreçlerini kontrol etmeyi öğrenirler. Bu nedenle teknik müşteri, kendi kendine konuşma veya geri bildirim ilkesine dayanır. Yüksek sesle veya sözlü düşünceler şeklinde kendi başlarına konuşabilirler. Her adımı sözlü olarak tekrarlayın. Önce psikoterapist model olur, sonra danışan onu uygular. Son aşamada ise kendi kendine sessizce konuşarak uygulamaya başlarlar (Mortan ve Sütcü, 2011).
Bilişsel psikoterapi, sorunu tanımlamaya, hedefler belirlemeye, çözümleri ortaya çıkarmaya, seçenekleri gözden geçirmeye ve en iyi çözümü seçmeye dayanır. Danışana genel bir problem listesi ve bir dilek listesi verilir (sorunu nasıl değiştirmek istedikleri). Bu problem listesi, danışan tarafından ifade edilen probleme dayalı genel problem çözme becerilerine bir giriş sağlar ve problemi standart problem çözme becerilerini kullanarak çözmeye çalışır. Bu tekniği kullanırken, danışanın aktivite seviyesinin arttırılması hedeflemektedir (Mortan ve Sütcü, 2011).
3.SONUÇ
Bilişsel psikoterapi zihinsel bozuklukların ve psikolojik sorunların bilişsel faktörlerle sürdürüldüğü temel önermesini paylaşan bir müdahale sınıfını ifade eder. Beck (2001, s.184) ve Ellis'in (2002) öncülük ettiği gibi, bu terapötik yaklaşımın temel dayanağı, uyumsuz bilişlerin duygusal ve davranışsal sorunların sürdürülmesine katkıda bulunmasıdır. Beck'in modeline göre, bu uyumsuz bilişler, belirli durumlarda belirli, otomatik düşüncelere yol açan dünya, benlik ve gelecek hakkında genel inançları veya şemaları içerir. Temel model, bu uyumsuz bilişleri değiştirmek için terapötik stratejilerin duygusal problemlerde ve problem davranışlarda değişikliklere yol açtığını öne sürer. Bilişsel psikoterapi, psikoterapinin en çok çalışılan yöntemlerinden biridir. Literatürde, 1986 ve 1993 yılları arasındaki sekiz yıllık bir dönemde 120'den fazla kontrollü klinik çalışma yürütülmüştür (Hollon ve Beck, 2014) ve araştırmalar halen devam etmektedir (Dobson, 2001).
Devam eden araştırmaların bir sonucu olarak, bilişsel davranış üzerine 325'ten fazla sonuç çalışması yayınlanmıştır. Bu büyüme, bilişsel psikoterapi araştırmaları giderek daha geniş bir hastalık ve problem yelpazesini kapsadığı için devam etmektedir (Butler, Chapman, Forman ve Beck, 2006, s.17).
Bilişsel psikoterapi, yapılandırılmış ve zamanlanmış bir psikoterapi yöntemidir. Genellikle ayakta tedavi bazında 8 ila 24 hafta sürer. Hastanın düşünce ve durumlara karşı tepkilerini değiştirmek için davranışsal ve bilişsel müdahaleler kullanılır. Bilişsel psikoterapi, temel inançların genellikle çocukluk döneminde belirli olay ve durumların bir sonucu olarak oluştuğu varsayımına dayanır. Orijinal veya kritik duruma benzer belirli ruh halleri veya olaylar, temel inançları güçlendiren düşünce kalıpları yaratabilir. Bu kalıplar davranışı ve duygusal tepkileri etkileyerek bilişsel, davranışsal veya somatik semptomlara yol açar.
Erken gelişimin bir sonucu olarak, farklı bozukluklardaki farklı bilişsel ve davranışsal faktörleri özel olarak ele alan çeşitli bozukluğa özgü bilişsel psikoterapi protokolleri geliştirilmiştir. Bu bozukluğa yönelik spesifik tedavi protokolleri bazı spesifik tedavi yaklaşımlarında büyük farklılıklar gösterse de, hepsi aynı temel tasarımı ve genel tedavi yaklaşımını paylaşır (Hofmann ve ark., 2012, s.430).
Psikiyatrinin klinik modeline göre, tedavinin genel amaçları semptomları azaltmak, işleyişi iyileştirmek ve bozukluğu ortadan kaldırmaktır. Bu amaca ulaşmak için hasta, uyumsuz bilişsel gerçeklikleri inceleme ve sorgulamaya ve uyarlanabilir davranış kalıplarını değiştirmeye yönelik işbirlikçi problem çözme sürecinde aktif bir katılımcı haline gelir. Bu nedenle modern bilişsel psikoterapi; Çeşitli bilişsel, davranışsal ve duygusal teknikleri birleştiren bir müdahale ailesini ifade eder. Bu stratejiler büyük ölçüde bilişsel faktörleri vurgularken, fizyolojik, duygusal ve davranışsal bileşenlerin bozuklukların gelişiminde rol oynadığının da farkındadır (Hofmann vd., 2012, s.440).
KAYNAKÇA
Beck, A. T. (2001). Cognitive therapy: Nature and relation to behavior therapy. Behavior therapy, 1(2), 184-200.
Beck, Aaron T. (1979). Cognitive Therapy and the Emotional Disorders. New York:.A Meridian Book.
Beck, Aaron T. (2008). Bilişsel Terapi Ve Duygusal Bozukluklar, 2. Baskı. Veysel Öztürk ve Aysun Türkcan (çev.), İstanbul: Litera Yayınları (Orjinal baskı tarihi 1979).
Beck, Aaron T., Freeman, A., Davis, D. D., & Associates. (2004). Cognitive therapy for personality disorders (2nd Ed.), New York: Guilford Press.
Bengisoy A, Özdemir MB, Erkıvanç F, Şahin S ve İskifoğlu TÇ. (2019) Bilişsel davranışcı terapi kullanılarak yapılan araştırma makalelerinin içerik analizi 1997-2018. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi 2019, 9(54): 745-93.
Butler, A. C., Chapman, J. E., Forman, E. M. ve Beck, A. T. (2006). The empirical status of cognitive-behavioral therapy: a review of meta-analyses. Clinical psychology review, 26(1), 17-31.
Chadwick, P., Sambrooke, S., Rasch, S. ve Davies, E. (2000). Challenging the omnipotence of voices: Group cognitive-behavior therapy for voices. Behav Res Ther; (38),993-1003
Dobson K, (Ed.) (2010). Handbook of Cognitive Behavioral Therapies. 3rd ed. New York: Guilford Press.
Dobson, K. S. & Dozois, D. J. A. (2001). Historical and philosophical bases of the cognitive-behavioral therapies. In K. S. Dobson (Ed.), Handbook of cognitive- behavioral therapies (2nd Ed.) (3-39). New York: The Guilford Press
Ellis, A. (2002). Reason and emotion in psychotherapy. Secaucus, NJ: Lyle Straut.
Gürsoy R. (2018) Depresyon ve Kaygı Bozukluğu Tanısı Almış Olan Hasta Grupları Arasında Bilişsel Çarpıtma Düzeylerinin Karşılaştırılması. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Psikoloji Anabilim Dalı. Yüksek Lisans tezi, Gaziantep: Hasan Kalyoncu Üniversitesi, 2018.
Hackney, H. ve S. Cormier (2008). Psikolojik Danışma İlke ve Teknikleri: Psikolojik Yardım Süreci El Kitabı, T. Ergnene ve S. Aydemir Sevim (çev.). Ankara: Mentis Yayıncılık ( Orjinal eser 2005 yılında basılmıştır).
Hofmann, S. G., Asnaani, A., Vonk, I. J., Sawyer, A. T. ve Fang, A. (2012). The efficacy of cognitive behavioral therapy: A review of meta analyses. Cognitive therapy and research, 36(5), 427-440.
Hollon, S. D. ve Beck, A. T. (2014). Cognitive and cognitive-behavioral therapies. In A. E. Bergin ve S. L. Garfield (Eds.), Handbook of psychotherapy and behavior change. John Wiley & Sons.
Jusoh, Ahmad Jazimin, and Roslee Ahmad. (2009). The Practice of Reality Therapy from the İslâmic Perspective in Malaysia and Variety of Custom in Asia. International Journal of Reality Therapy 28, no. 2: 3-8. Academic Search Complete, EBSCOhost (accessed April 15, 2010).
Karahan, T. F. ve M. E. Sardoğan (2004). Psikolojik Danışma ve Psikoterapide Kuramlar, Samsun: Deniz Kültür Yay.
Köroğlu, E. Ve H. Türkçapar (2009). Psikoterapi Yöntemleri Kuramlar Ve Uygulama Yönergeleri, Ankara: HYB Yayınları.
Kürümlüoğlugil R. (2017) Depresyon Hastalarına Verilen Psikoeğitimin Bilişsel Çarpıtmalar Üzerine Etkileri. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı. Yüksek Lisans tezi, Gaziantep: Gaziantep Üniversitesi, 2017.
Leahy, L. Robert (2004). Bilişsel Terapi ve Uygulamaları Tedavi Müdahaleleri İçin Bir Klavuz, Hasan Hacak, Muhittin Macit ve Ferruh Özpilavcı (çev.), İstanbul: Litera Yayınları.
Mortan, O. ve Sütcü, S. T. (2011). İşitsel Varsanılarda Bilişsel -Davranışçı Terapi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 3(4).
Özcan Ö, Çelik GG (2017). Bilişsel davranışçı terapi. Türkiye Klinikleri J Child Psychiatry-Special Topics 2017, 3(2): 115-20.
Özcan, Ö. ve Çelik, G. G. (2017). Bilişsel davranışçı terapi. Türkiye Klinikleri J. Child Psychiatry-Special Topics, 5(2), 115-120.
Schultz, Duane P. Ve Sydney Ellen Schultz (2002). Modern Psikoloji Tarihi, Yasemin Aslay (çev.), İstanbul: Kaknüs Yay.
Sirin Turgay, Bilişsel Davranışçı Psikoterapi Yaklaşımıyla Bütünleştirilmiş Dini Danışmanlık Modeli, T.C Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora tezi, Haziran 2013.
Sungur, M. Z. ve Yalnız, Ö. (1999). Şizofreni tedavisinde bilişsel davranışçı yaklaşımlar. Klinik Psikiyatri Dergisi, 2(3), 160-166.
Türkçapar H (2008). Bilişsel Terapi: Temel İlkeler ve Uygulama. 3. Baskı. Ankara, HYB Yayıncılık, 2008.
Türkçapar H, Sargın E (2012). Bilişsel davranışçı psikoterapiler: Tarihçe ve gelişim. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 2012, 7-14.
Walls, G. B. (2010). Values And Psychotherapy: A Comment On "Psychotherapy And Religious Values, J.Consult Clin.Psychol., 48, 640-641.
Wenzel, A., Brown, G. K., & Karlin, B. E. (2011). Cognitive Behavioral Therapy for Depression in Veterans and Military Servicemembers: Therapist Manual. Washington, DC: U.S. Department of Veterans Affairs.
Wright, J. H. ve Beck, A. T. (1983). Cognitive therapy of depression: Theory and practice. Psychiatric Services, 34(12), 1119-1127.
Yıldırım, D.D. (2020). Klinik Psikolojide Kullanılan Psikoterapi Yöntemleri. (Bal, F. Ed.). Bilişsel Davranışçı Terapi (s.97-118) içinde. Ankara: Nobel.